![]() |
![]() |
![]() | #1 |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() Hun adının anlam karşılığını ile ilgili ortaya konmuş genel iki kanı mevcut; bu kanaatlerden biri HU ifadesinin Çince’de İnsan anlamına tekabül ettiği, dolayısıyla Hun isminin Çince menşeli olduğu, Hunların da kendi dillerinde olmayan bu ifadeyi benimsediği yönünde. Diğer kanaate göre ise Türkçe’de ki Kün ifadesinin telaffuz farklılığından ortaya çıkmış sıfattan isme dönüşmüş olduğu yönünde. Açıkçası her iki kanaatte tatmin edici değil ve oldukça yüzeysel. Hatta Çin kaynaklarının yeterince tetkik edilmeden ortaya konduğu da açık. Bu noktada kaynakları yeniden tetkik etmek, daha derinlikli bir görüş ortaya koymak gerekiyor. Çin kaynakları Hunları farklı tarihsel dönemlerde farklı isim/unvanlarla anmışlardır. Çin’in ilk hanedan tarihi kayıtları olan Şi-Ji ve Han-Şu’da takip ettiğimizde MÖ 2500-1600 arası Dağ Rongları, Şianyun, Şunyu, Hunyu, MÖ 1600-1000 arası Guifang, MÖ 1000-250 arası Şianyun, MÖ 3. yüzyıldan itibaren Şiongnu olarak anıldıklarını görüyoruz. Ayrıca yine Çin kaynaklarında Baideng Savaşında Mete Han’ın karısının kendisine ya da Hunlara Şanyü ifadesiyle hitap ettiği naklediliyor. Burada kullanılan -Nu, -Yu ve -Yun ekleri isimden isim türetme ekidir. Bu noktada üzerinde durmamız gereken kelimeler Rong, Guifang, Şun, Şian, Şiong ve Hun. Pek çok kaynakta Hunlar pinyin romanizasyonuyla Xiöngnü, Wade-Giles romanizasyonuyla Hsiung-nu olarak nakledilir. Burada X ve Hs ifadeleri zorlama bir okumayla H olarak Türkçeye çevriliyor. Bkz; pinyin ile kaydedilen Xia hanedanlığının ismi Şia olarak okunur. Önce Çince üzerinden bir çözümlemeye gidelim. Farklı ifadelerde gördüğümüz -yü -yun -nü ekleri birer edattır. -yü/yu ekini Türkçe’de ki -iye/-çe, İngilizce’deki -ish eki gibi telaffuz edebiliriz (Turk-ish, Türk-iye, Türk-çe). Bkz; Han-yü (Çince). -nu/-nü edatı ise göçebe, atlı savaşçılar anlamına geliyor. Böylelikle Hun-yu (Hun milleti), Hun-nu (Hun göçebeleri) halini alıyor. Edatları kaldırdığımızda elimizde Rong, Guifang, Şun, Şian, Şiong, Şan ifadeleri kalıyor. Rong ifadesi kaynakta Dağ Rongları olarak geçiyor. Burada Rong ifadesi hal eki haline gelip Dağdakiler gibi genel bir anlama tekabül ediyor. Guifang ise Gui (Şeytan) Fang (Diyarı) gibi edebi bir anlatım olarak kullanılmış. Geriye kalan Şun-Şian-Şiong-Şan ifadeleri ise -3. yy’da tarih yazıcılığının disipline edilmesiyle derlenerek Xiöng (Şong) şeklinde disipline edilmiş. Buradan hareketle tüm diğer ifadelerin müstakil birer anlamı olmadığını anlayabiliyoruz. Çince’nin yapısı sayesinde bir kelimenin Çince kökenli olup olmadığını kolayca yorumlayabiliyoruz. Çin dil bilimi her yeni kelime için yeni yazım sembolleri üretilerek zenginleşir. Yazımda kullanılan her sembol aslında bir kelimedir. Bu sembol Çince’deki diğer sembollerin birleşimiyle yeni bir hal alır ve adeta her kelimenin bir resmi çizilir. Kelimenin sembolünde çok sayıda farklı sembol varsa bu kelimenin sonradan Çince’ye dahil edildiğini anlayabiliriz. Dahası, bilmediğimiz bir kelime bile olsa anlamını yorumlayabiliriz. Kaynaklarda kullanılan Xiöng kelimesinin okunuşu ŞİONG sembolü 匈 (Bkz. https://www.mdbg.net/chinese/diction...wdqb=%E5%8C%88) Bu sembolde kullanılan 4 iç sembol ise şöyle; İman Tahtası (Thorax) | Erkek Göğsü (Chest) | Kadın Göğsü (Breast) | Bağırış (Clamor) Çok açık ki; Çince’de bir anlam karşılığı olmayan “ŞİN” ifadesi, kadınlı erkekli savaşçı bir toplumu anlatan sembollerle oluşturulmuş yeni bir sembol kelime ile Çin yazım standartlarında yerini almış. Öyleyse bu ŞİN kelimesinin karşılığını Hun Türkçesinde aramalıyız. Temel başvuru kaynağımız en eski Türkçe sözlüğü kaleme almış olan Kaşgarlı Mahmud. Divanü Lügat’it Türk’te Ş?N ifadesi kolayca tespit edilebiliyor. Bkz; Şİ: Hakanın selamlandığı nida, ŞİN: Taht, ŞU: Emir kipi, ŞÜK: Susturma edatı, ŞÜT: Asil soy olarak nakledilir. Çok açık şekilde anlayabiliyoruz ki; ŞI/ŞU/ŞÜ kökü hakimiyet ve aidiyet ifadelerini karşılar. Tıpkı TÜR-ÜK ifadesinin TÜR-E’ye bağlı olanlar şeklinde önce isimden sıfata sonra sıfattan isime dönüşmesi gibi ŞİN-YU ifadesi de bir aidiyet ve hakimiyet bağını ifade eder. Hunların hükümdarlık makamına ŞİN dediklerini DLT’den anlıyoruz. Çin kaynaklarının Baideng savaşında Mete’nin karısı ile olan konuşmasını naklederken kendisine Şanyu olarak hitap ettiğini nakletmesi bu veriyi teyit eder niteliktedir. ŞİN-YU eki ile Devletli, Selçuklu, Timurlu, Karahanlı gibi Türkçe’de kolaylıkla örneklendirebileceğimiz bir anlam bütünlüğü ortaya koyar. Özetleyecek olursak; Çin kaynakları Hun Türkçesi olan Şin özel ismi Hunlara atfedilen sembollerle Çince haline getirilmişler, Hunları ŞİN-YU (Şinliler) olarak kaydetmişlerdir. Peki HUN kelimesinin kökeni nedir? ŞIN kelimesinin evrilmesiyle mi ortaya çıkmıştır? Elbette hayır. Zorlama yorumlar ve peşin hükümlerle HUN ve ŞİN ifadelerini eşleştirmeye çalışılmış ancak etimolojik, filolojik ya da tarihsel bir veri ortaya konamamıştır. Detaylı olarak inceleyeceğimiz üzere ŞIN ve HUN iki ayrı Türkçe kelimedir. Hun adının kaydedildiği diğer kaynaklara bakarak yorumlayalım. Hunlar Soğd, Hint, Fars, Arap, Süryani, Ermeni, Grek, Latin ve Bizans kaynaklarında da doğrudan isimleriyle anılmıştır. İlginç şekilde kaynakların tümü birbirine çok yakın fonetiği kullanmışlardır. Bkz; Hun-Huna-Huni-Hyaona-Hyon. Tüm telaffuzların transkripti HUN sesini veriyor, hiçbirinde Ş sesine ya da izine rastlamıyoruz. Çok açık ki; HUN kelimesi H sesisyle söyleniyor, duyuluyor ve yazılıyor. Hun kelimesinin Türkçe’de en yakın ses karşılığı KÜN. Yukarıda değindiğimiz HUN ifadesinin kelime kökenine dair yorumlarda geçen KÜN eşleştirmesi bu yönüyle doğru. Ancak HUN/KÜN ifadesinin Çince’ye geçmiş olduğu fikri vahim bir hata. Çin kaynakları Türkçe olan ŞIN ifadesini Çinceleştirirken ŞİONG halini almış, diğer taraftan Hun Türkleri kendilerine hem HUN hem ŞIN demişlerdir. Tıpkı TÜRÜK ve OĞUZ gibi unvanları birlikte kullandıkları gibi. KÜN kelimesinin HUN halini alması da şaşırtıcı değil. Günümüzde kullandığımız Türkçe, geçmişte kullandığımız Türkçe’de ki bazı seslerden mahrum durumdadır. Bu seslerden ikisi NG (Geniz N’si) ve KH (Gırtlak H’si). NG sesini günümüz Konya ağzında, KH sesini ise Kıpçak etkisiyle Karadeniz ağzında görebiliriz. Divanü Lügat’it Türk’te KÜN kelimesinin ince kef (ﻛ) ile yazılması bizi şaşırtmamalı. Arapça’da bulunan KHA (خ) sesi sonuna Ü koymak mümkün olmuyor. Bu nedenle ince ünsüz olarak Kef ile yazılmış ancak kelimenin bizzat Hunlar tarafından okunuşu KHÜN olmalıdır. KHÜN ifadesinin anlamını tetkik ettiğimizde şaşırtıcı şekilde TÜRK ve OĞUZ ifadeleriyle aynı tasavvuru yansıttığını görürüz. TÜRÜK ifadesi Göktürk Döneminde ortaya çıkan Türeyiş destanına atıfla Türemiş, Türdeş anlamına tekabül eder. Aynı Tür’den olan, Tür’ü bir, birlikte Tür’eyen gibi muhtelif tasavvurları ifade eder. OĞUZ kavramında ise OĞ kelimesi kadim soy bağını temsil ederek doğan çocuğa OĞ-ul, yakın akrabalara OĞ-uş, aynı akrabalık bağını geliştirdiği topluma OĞ-uz ifadesini kullanır. Tıpkı bu örneklerde olduğu gibi KHÜN de genel anlamı ile halk ve unsuru olduğu milleti ifade eder. Bu soyut ifade Güneş ve Gündüz kelimelerinin de anlam kökü olmuştur. Eski Türklerde göğün kutsiyetini ve güneşin saygı ve ibadet unsuru olduğunu biliyoruz. Gumilev, Hunların din ve dünya tasavvurunu naklederken; güneş doğarken doğuya dönerek saygı gösterdiklerini nakleder. Bu yönüyle halk anlamına gelen KHÜN, halka eşlik eden anlamında KHÜN-eş kavramlarını türetmişlerdir. Hunların büyük saygı gösterdikleri muazzam ışık ve yaşam kaynağı olan bu göksel varlığı halkının eşi addetmeleri, bir yönüyle de kendilerini güneşin halkı addetmelerinden ileri geliyor olsa gerek. Tüm bu verilerin ışığında Göktürk dönemi itibariyle Türk ve Oğuz ifadeleri birlikte kullanılmış, Göktürk öncesi dönemde de kendilerini aynı anlam ve tasavvur karşılığıyla KHÜN ve ŞIN olarak ifade etmişlerdir. Tıpkı Hun öncesi dönemlerde Sakh (Saka) ve Khum (Kuman) kavramlarıyla ifade ettikleri gibi. Aslında bu tasavvuru günümüzde de kullanmaktayız. KHÜN, Türük, Oğuz kavramlarına paralel olarak aynı anlam ve tasavvuru yansıtan ULUS kavramı kullanmaktayız. |
![]() |
Konuyu yanıtla |
Seçenekler | |
Stil | |
| |
Forum | Bilgilendirme | Sosyal Medya |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd. Navbar with Avatar by Motorradforum Bu Forum Lisanslı Vbulletin Ürünü Kullanmaktadır. | Sitemiz bir " paylaşım " sitesidir. Bu yüzden sitemize kayıt olan herkes kontrol edilmeksizin mesaj/konu/resim paylaşabilmektedir. Bu sebepten ötürü, sitemiz üzerinden paylaşılan mesajlar, konular ve resimlerden doğabilecek olan yasal sorumluluklar paylaşan kullanıcıya aittir. Web sitemiz hiçbir yasal sorumluluk kabul etmemektedir. Illegal herhangi bir faaliyet görülmesi durumunda Yöneticilere adresine mail atıldığı taktirde mesaj, konu ya da resim en fazla 24 saat içerisinde silinecektir. | BeSte |