![]() |
![]() |
![]() | #1 |
Forum Üyesi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() Alp Arslan'ın yerine oğlu ve veliahdı Melikşah, Büyük Selçuklu Devleti sultânı oldu. Sultanlığını tanımayan amcası Kavurd ile Kerez'de yapılan savaşı kazanan Melikşah birkaç gün sonra Kavurd'un ölümü ile devlet içinde asayişi kısa sürede sağladı. İçişlerini hâlleden Melikşah, taht mücadelesinden faydalanarak Selçuklu sınırlarına saldıran Gazneliler ile Karahanlılara karşı sefere çıktı. Bu sırada Karahanlı Şemsülmülk Nâsır'ın mektubunu aldı ve elçisini kabul etti ise de, hareketinden vazgeçmedi. Tirmiz'i kuşatmaya başladı. Emir Savtiğin'in ikmal yollarını kesmesi, şehrin düşerek Sultan'ın başarıya ulaşmasına ve Şemsülmülk'ün barış istemesine neden oldu. Gaznelilere karşı, Emir Gümüştiğin ve Anuştiğin'i gönderdi. Gazneli hükümdarı İbrahim bin Mesud, Melikşâh'ın başarılarının artması üzerine itaate mecbur oldu. Gönderdiği elçilik heyeti ve hediyelerle iyi ilişkiler kuruldu. Sultan'ın kızı Gevher Hatun'un, Gazneli veliahdı Mesud bin İbrahim ile evlendirilmesi, iki devlet arasında çıkması muhtemel anlaşmazlığı önledi. Doğu sınırlarını garantiye alan Melikşâh, babasının veziri ve kendisinin de hocası olan sapık ve bâtınî akımlara karşı Sünnîliğin müdafaası için [kaynak belirtilmeli] Nizâmiyye medreselerini kuran Nizâm-ül-mülk'den vezîrliğe devam etmesini istedi. Bu sayede Selçuklu Devletine ve İslâm dînine çok hizmet etmesine sebep oldu. Sultan Melikşah çok hâlim-selîm, affedici, fakat devlet ve millet işlerinde ciddi, müstesna bir şahsiyetti. Devrinde bozkırlardaki Türk boylarını, bütün İran'ı, Arabistan'ı, Suriye ve Filistin'i, idaresi altına aldı. Anadolu'nun fethi üzerinde hassasiyetle durup, babasının vazifelendirdiği amcazadesi Kutalmışoğlu Süleyman Şah ve Türkmen beylerinden Alp İlig, Artuk Bey, Mansur, Dolat gibi komutanlarla fetihleri sürdürdü. Selçuklu kumandanları, Bizans'ın Türklere karşı kurduğu ölmezler adlı askerî birlikleri mağlûb etti. Artuk Bey, Bizans kuvvetlerini 1074'te Sapanca çevresinde mağlup ederek, yüz binden fazla Türk, İzmit'ten Üsküdar'a kadar olan sahaya yerleşti. Kutalmışoğlu Süleyman Şah, güneydoğu harekâtıyla, Adana dolaylarını feth etmekle meşguldü. Fırat'ı geçerek Çukurova, Maraş, Tarsus, Antep ve Urfa'ya dağılan Ermeni ve ücretli frank askerlerini Antakya'da, Gümüştiğin de Nizip, Amid ve Urfa civarında Bizans kuvvetlerini mağlûb ettiler. Artuk Bey, Sultan Melikşâh'ın emriyle Doğu harekâtını idare etti. 1074-1077 seneleri arasında Sivas, Tokat, Çorum havalisini, Yeşilırmak ve Kelkit havzalarını ele geçirdi. Artuk Bey'den sonra yerine Danişmend Gazi geçerek, Amasya ve civarını Karadeniz'e kadar aldı. Mengücük Gazi, Şarkî Karahisar, Erzincan ve Divriği çevresini; Ebü'l-Kâsım da, Erzurum ve Çoruh bölgesini fethetti. Orta, Kuzeybatı ve Batı harekâtını Süleyman Şah idare edip, Bizanslılar ile mücadele ve onların asi kumandanları ile ittifak yaptı. Bizanslılar, Balkanlar'daki iktidar mücadelesi ve iç hadiseler üzerine Selçuklulardan yardım istediler. Yardım talepleri Selçukluların menfaatleri doğrultusunda karşılandı. Süleyman Şah, İznik'e yerleşerek, bu şehri Türkiye Selçukluları Devleti'nin merkezi yaptı. Selçuklular, Anadolu'da sahil şehirleri dışında Toroslar ve Çukurova'dan Üsküdar'a kadar bütün bölgeye yerleştiler. Bu durum karşısında Avrupalılar Çin'e elçilik heyeti göndererek, Selçukluların doğudan tazyik edilmesini istediler. Ancak müracaatları sonuçsuz kaldı. Süleyman Şah, 1082-1083 senelerinde Bizanslıların elinde olan Adana ile Tarsus, Misis, Anazarba ve bölgedeki diğer yerleri zapt etti. 1085'te Suriye'nin kilit şehri Antakya'yı bir baskınla fethetti. Antakya'nın en büyük kilisesini camiye çevirip, fetih şükrânesi olarak yüz yirmi müezzinin okuduğu ezandan sonra Cuma namazını burada kıldı. Diyarbekir bölgesinin fethi için Selçuklu seferleri, Fahrüddevle Cüheyr'in İsfehân'a gelmesiyle başladı. Fahrüddevle, buradaki şiî îtikâdlı Karmatîlerin yola sokulması için hareket eden Artuk Bey ve bağlı kuvvetlerle beraber Diyarbekir'e doğru yola çıktı. Şehrin muhasarası sırasında Selçuklu ordusundaki Arab unsurların şehrin müdâfilerinin içindeki Araplarla savaşmaya yanaşmamaları, ordudaki Türkmen beylerini güç durumda bıraktı ise de, Arablardan müteşekkil kısım, bölgede bulunan diğer şehirlerin fethine me'mûr edildi. Fahrüddevle'nin kumandanlığındaki birlikler, çevredeki Mardin, Hasankeyf, Cizre ve daha otuz kadar kaleyi ele geçirdi. Diyarbekir, Fahrüddevle'nin oğlu Zaimüddevle ve emrindeki kuvvetlerin 4 Mayıs 1085'te şehre girmesiyle düştü ve Mervânîler Devleti ortadan kalktı.
__________________ Her İnsan Kendisinin Tanrısıdır. |
![]() |
Konuyu yanıtla |
Seçenekler | |
Stil | |
| |
Forum | Bilgilendirme | Sosyal Medya |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd. Bu Forum Lisanslı Vbulletin Ürünü Kullanmaktadır. | Sitemiz bir " paylaşım " sitesidir. Bu yüzden sitemize kayıt olan herkes kontrol edilmeksizin mesaj/konu/resim paylaşabilmektedir. Bu sebepten ötürü, sitemiz üzerinden paylaşılan mesajlar, konular ve resimlerden doğabilecek olan yasal sorumluluklar paylaşan kullanıcıya aittir. Web sitemiz hiçbir yasal sorumluluk kabul etmemektedir. Illegal herhangi bir faaliyet görülmesi durumunda Yöneticilere adresine mail atıldığı taktirde mesaj, konu ya da resim en fazla 24 saat içerisinde silinecektir. | BeSte |