Devlet-i Destani hüküm veriyor; müritler post-u nişin olmuş gidiyor

Kader mutlak ağını dokuyor; ram eyleyip, sabredenler ancak murada erişiyor

Kötü günün dostu; Malik olan din gününde güze gülüyor, namzete varıyor

Zor zamanlar, teselli-i Hak’ta inşirah payesi olarak mavzer saçıyor



Meariç olmuş şehadet, nam almış ünsiyet; vazifeyi, Hilal diye devralıyorken

Kabiliyetten yoksun dimağlar, kemiyet-i bekayı sersefil bir hal ile sevr alıyorken

Diyet, diriliş destanını, boş yüreklerin başlar yüksek ökçesine asi kılıyorken

Ses, gürzünü serhat boylarında vatan iklimi diye haykırıyorken,

Mutlak İrade yine Rabbül Ala’dır



Debdebe değil, uğursuzluk illa değil bizde ki; Destan yazacak bir güç ver ya Hannan Rab

Kaos sürüncemesi bir çıkmaz, iz sürülmez karanlıklar dehşet; teselli-i Furkan lütfeyle ya Rab

Kemiyetler ruhsuz, bedenler üryan, zihinler bulanık, sen kurtar ya Burhan-ı Hadi Rab

Deha, inkişafını Ayet-el Kürsi’den alsın, namzet kendine Mahlaç’ı önder kılsın ya Selam-u Aziz Rab



Tabiat Amentü örtüsüne bürünmüş; makber sekinet bulmuş, rahmete gömülmüş

Amenerer Rasülü çeker cemiyet, dünyanın acımasız devranına bitap düşürülmüş

Sabır mertebe-i makam kazanıyor, Seda rumuzunu ilahi ezandan seçmiş, dürülmüş

Azamet ise yegane önder, Kemal sırtlarında Kocatepe’de örülmüş



Çağlıyorken Bedir Zaferi’nin yankısı, paye bulur Çanakkale’de kefensiz yatanı

Tur Dağı’nda yazılıyorken Tevrat-ı Tora’nın ilkesi; necat eyle mazluma vatanı

Destur ya Vehhab; lütfeyle sen o güzel armağanı, sanki Süreyya yıldızı

Barınsın ebedi yurdumda, ta fecre dek, sanki Arş-u Ala’nın Şefik yıldızı



Sevr Mağarası idi korudun Habibi’ni sıddıki ile, yılan,ankebut ve güvercin ile

Sakındırdın Taif’de, taş saçan haramilerine; korudun onu nişanlı meleklerin ile

Koru Ümmet-i Muhammed’i her dem çekilen Salavat-ı Şerifleri ile

Kah Kabe’de, kah Sudan’da, kah Filistin’de; mezalimin üzerine Kahhar(CC) Esması ile

__________________