ForumGulu.Com -IRC Dünyasının Buluşma Noktası!   sohbet
Go Back   ForumGulu.Com -IRC Dünyasının Buluşma Noktası! > Genel Bilgiler > Genel Paylaşım > Bunları Biliyor muydunuz?

Yeni konu aç Konuyu yanıtla
 
Seçenekler Stil
Alt 21 Aralık 2024, 20:12   #1
Forum Üyesi
 
Ra' - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Üyelik Tarihi: 19 Kasım 2024
Üye No: 105
Mesajlar: 580
Nerden: Aydın
Cinsiyet: Erkek
Takım:
Aldığı Beğeni: 261
Beğendikleri: 100
@Ra'
Standart Irkların Genetik Temeli Olduğu Fikrini Çöpe Atma Vakti Geldi de Geçiyor!

İnsanlar Arası Genetik Farklar, Irklarla İlişkili Olduğu İddia Edilen Fiziksel Farklılıkları Açıklayamıyor!
2 Aralık 2022
15 dakika
3,469
Irkların Genetik Temeli Olduğu Fikrini Çöpe Atma Vakti Geldi de Geçiyor!
Çeviri
Alan Goodman
Yazar
Arzu Recep
Arzu Recep
Çeviren
Çağrı Mert Bakırcı
Çağrı Mert Bakırcı
Editör
Ataları Merkez Amerika, Güney Avrupa ve Batı Afrika'dan olan bir arkadaşımın laktoz intoleransı var.[1] Süt ürünlerini tüketmek midesini ağrıttığı için süt içmekten kaçınıyor. Yaklaşık on yıl önce, düşük süt ürünü tüketimi nedeniyle yeterli kalsiyum alamadığından korktuğu için doktorundan kemik yoğunluğu testi yapmasını istemiş.[2] Doktoru da "siyahilerde osteoporoz görülmediği için" bir teste ihtiyacı olmadığını söylemiş.

Yalnızca arkadaşım da değil. Siyahilerin kemik yoğunluğu testine ihtiyaç duymadığı görüşü çok eski ve yaygın bir söylem. 2006 yılında North Carolina'da yapılan bir çalışma, Afro-Amerikalıların nüfusun neredeyse yarısını oluşturmasına rağmen, kemik mineral yoğunluğu testi yapan 531 kadından yalnızca %15'inin Afro-Amerikalı olduğunu göstermişti.[3] 2000 yılında New York, Albany'de düzenlenen bir sağlık fuarı, siyahi kadınların ücretsiz kemik taramasının reddedilmesiyle kargaşaya dönüşmüştü.[4] Durum, son yıllarda da pek değişmedi.[5]

Bu arada, bir kişinin osteoporotik kırık riskini tahmin eden ve yaygın olarak kullanılan bir hesaplayıcı olan FRAX, kemik yoğunluğunu yaş, cinsiyet ve evet, "ırk" ile bir arada değerlendirerek sonucu veriyor.[6] Irk, hiçbir zaman net bir şekilde tanımlanmamış veya sınırlandırılmamış olmasına rağmen, kırık riski algoritmalarına çoktan dahil edilmiş halde.

Tüm Reklamları Kapat
Devam EtSıradaki
X
Şimdi sorunu inceleyelim.

Birincisi doktorlar, arkadaşımı ve diğerlerini, muhtemelen sırf görünüşlerine dayanarak, asılsız bir sınıflandırma yöntemi olan "siyahi" adı altında, sosyal olarak tanımlanmış bir ırk kutusuna yerleştirdi. Irk, toplumların görünüşe dayanarak insanları daha derin biyolojik veya kültürel bağlantıların göstergesi olduğu varsayılan gruplara ayırmasının oldukça esnek bir yoludur (bu konuda çok daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz). Kültürel bir kategori olarak, ırkların tanımları ve açıklamaları çeşitlilik gösterir. Ten rengine bağlı olarak "renk" ayrımları değişebilir - ki bu mantıklıdır; fakat bu kategoriler, herhangi bir bilimsel açıklaması olamayacak kadar tartışmalıdır.

İkincisi, bunu yapan tıp uzmanları, bu ırksal sınıflandırmanın arkasında sağlam bir genetik temel olduğunu varsaydılar - ki bu doğru değil.

Üçüncüsü, sözde ırksal olarak tanımlanmış bu genetik farklılığın, siyahi kadınları osteoporoz ve kemik kırıklarından koruyacağını varsaydılar. Bu da doğru değil.

Tüm Reklamları Kapat
Irka Dayalı Kemik Yoğunluğu Testi Miti
Bazı araştırmalar, Afro-Amerikalı kadınların -yani ataları Afrika'ya dayanan kadınların- gerçekten de diğer kadınlardan daha fazla kemik yoğunluğu olabileceğini ve bunun osteoporoza karşı koruyucu olabileceğini öne sürüyor.[7] Ancak bu, "siyahi olmanın" -yani, sosyal anlamda "siyahi" olarak tanımlanan bir dış görünüşe sahip olmanın- osteoporoz veya kemik kırıklarını engellediği anlamına gelmiyor. Aslına bakarsanız aynı araştırma, Afro-Amerikalı kadınların kalça kırığından sonra ölme olasılığının daha yüksek olduğunu da gösteriyor. Osteoporoz riski ile belirli ırksal popülasyonlar arasındaki bağlantı, her ikisi de kemik yoğunluğunu etkileyen beslenme ve aktivite seviyeleri gibi farklılıklardan kaynaklanıyor olabilir.[8], [9]

Biyolojik Antropoloji ile ilgili diğer içerikler ›
Direnç Avı: Kıllı Postumuzdan Kurtulmak, Bize Nasıl Avantaj Sağladı?
Dinlerin Evrimi: Din Nedir? Dinler Neden Ortaya Çıktı ve Nasıl Evrimleşti?
İnuit Paradoksu: Kuzey Enlemlerde Deri Rengi Açılıyorsa, Neden İskandinav Halkları Sarışın da İnuit Halkları Esmer?
Daha da önemlisi: Coğrafi soy, ırk ile aynı şey değildir. Örneğin, Afrika soyundan olmak, "siyahi" olmakla aynı anlama gelmez (ya da tam tersi). Hatta, 2016 yılında yapılan bir araştırma, Afrika'nın farklı bölgelerinde yaşayan kadınlar arasında osteoporoz riskinde büyük bir çeşitlilik buldu.[10] Genetik risklerinin sosyal olarak tanımlanmış "ırklarıyla" hiçbir ilgisi yoktu.

Tıp uzmanları veya araştırmacılar "ırk" ile genetik bir bağıntı aradıklarında tuzağa düşüyorlar: Genetik alanında gerçekten de önemli olan coğrafi ataların, ırkla bir tutulabileceğini varsayıyorlar - ki bu doğru değil. Farklı yerlerde yaşayan farklı insan popülasyonları elbette istatistiksel olarak farklı genetik özelliklere sahip olabilir (örneğin, yazının sonunda değineceğimiz orak hücre özelliğinde olduğu gibi); ancak bu tür çeşitlilik, ırkla değil, yerel popülasyonlarla (belirli bir bölgede yaşayan insanlarla) ilgilidir.

Tıpkı sudaki balıklar gibi, hepimiz "ırk"ın biyolojik olarak gerçek olduğu sanısının "dumanı" içinde kaybolduk. Bu nedenle sağlık, zenginlik ve çeşitli diğer sonuçlardaki "ırksal" farklılıkların, genetik farklılıkların kaçınılmaz sonucu olduğu gibi yanlış bir sonuca varmak çok kolay hâle geldi.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj
Reklamsız Deneyim
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus
Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon
Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube
YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar
Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!
Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Irk Fikrini Yok Etmenin Vakti Geldi!
Gerçek şu ki, ABD'de ve diğer her yerde sosyal olarak tanımlanmış ırk gruplarının sonuçlar açısından farklılık gösterdiği doğru. Ama bu farklar, genlerden kaynaklanmıyor. Daha ziyade, yaşanan deneyimlerdeki ve kurumsal ırkçılıktaki sistemik farklılıklara dayanıyor. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki beyaz olmayan toplulukların tıbbi bakıma, dengeli beslenmeye ve sağlıklı ortamlara erişimi genellikle kısıtlıdır.[11] Hukuki yaptırım ve hukuk sistemi ile etkileşimlerinde de genellikle daha sert muamele görürler. Araştırmalar bu kişilerin, endemik ırkçılık da dahil olmak üzere, sağlıklarını her yönden olumsuz etkileyen daha fazla sosyal stres yaşadıklarını gösteriyor.[12] Örneğin, Afro-Amerikalı kadınlardan doğan bebeklerin ilk yıllarında ölme olasılığı, İspanyol olmayan Avrupa-Amerikalı kadınlardan doğan bebeklerden iki kat daha fazladır.[13]

Biyolojik antropoloji profesörü olarak üniversite öğrencilerine ders veriyor ve danışmanlık yapıyorum. Öğrencilerim, sosyal olarak tanımlanmış farklı ırk gruplarının yaşam deneyimlerindeki eşitsizliklerin farkında olsa da, birçoğu biyolojik "ırkların" gerçek şeyler olduğunu düşünüyor. Amerikalıların yarısından fazlası hala ırksal kimliklerinin "DNA'larında bulunan bilgiler tarafından belirlendiğine" inanıyor.[14]

Avrupalılar, uzun bir süre boyunca Güneş'in Dünya'nın etrafında döndüğünü düşündüler. Kültürlerine uyum sağlamış gözleri, bunu, sorgulanamayacak, açık bir gerçek olarak görüyordu. Şimdi ise tıpkı astronomların bunun doğru olmadığını bildikleri gibi, neredeyse tüm popülasyon genetikçileri, insanları ırklara ayırmanın insan genetik varyasyonunu açıklamadığını da tanımlamadığını da biliyor.[15]

Yine de bu "genetik ırk" fikri ölmeyecek. Bu fikir, onlarca yıldır gerçeklerin gün ışığına maruz kaldıysa da, bir vampir gibi kan emmeye devam ediyor - sadece hayatta kalmakla kalmayıp, aynı zamanda bilimin ırkçı ideolojileri desteklemek için çarpıtılmasına da neden oluyor. Bu korkunç metafor için özür dileyerek söylemeliyim ki, "genetik ırk"ın kalbine tahta bir kazık saplamanın zamanı geldi. Bunu yapmak, bilimi iyileştirip daha adil bir toplum sağlayacaktır.

Irk Fikri Nereden Geliyor?
1619'da, Afrika'dan insanlar ilk kez Virginia'ya geldi ve topluma entegre oldu. Koloni liderleri, ancak maaşsız çalıştırılan Afrikalı ve Avrupalı işçiler çeşitli isyanlarda birleştikten sonra işçileri ayırma "ihtiyacını" fark ettiler. "Irk", sözleşmeli İrlandalıları ve diğer Avrupalıları köleleştirilmiş Afrikalılardan ayırdı ve Avrupa kökenlilerin tahammül edilemez kölelik koşullarına muhalefetini azalttı. Irkı, etnosentrizm (belirli bir kültürün üstün olduğu fikri) dahil olmak üzere diğer önyargılardan farklı kılan, bu farklılıkların doğal, değişmez ve Tanrı vergisi olduğunun iddia edilmesidir. Sonunda, ırk da bilimin damgasını aldı.

Sonraki on yıllar boyunca, Avrupa-Amerikalı doğa bilimciler, ırkların ne sıklıkla yaratıldığı (İncil'de belirtildiği gibi tek seferde mi yoksa ayrı ayrı mı), ırkların sayısı ve bunların tanımları gibi sorular sorarak ırkın temel özelliklerini tartıştılar. Ama ırkların doğal şeyler olup olmadığını sorgulamadılar. Irk kavramını sorgulamaksızın sürekli kullanarak gerçeğe dönüştürüp somutlaştırdılar.

Tüm Reklamları Kapat
1700'lerde, modern taksonominin babası sayılan ve hiç de egosuz olmayan biri olan Carl Linnaeus, kendisinin Tanrı'nın yarattıklarını organize ettiğini hayal etmeyi severdi.[16] Linnaeus, kaşiflerden ve fatihlerden gelen raporlara dayanarak kendi türümüzü açıkça ırklara ayırdı.[17]

Yarattığı ırk kategorileri arasında Americanus, Africanus ve hatta Monstrosus (vahşi ve yabani bireyler ve doğuştan özürlü olanlar için) vardı. Bunların temel tanımlayıcı özellikleri ise biyokültürel renk, kişilik ve yönetim biçimlerini içeriyordu. Linnaeus, Europeaus'u beyaz, neşeli ve yasalarla yönetilen olarak, Asiaticus'u ise sarı, melankolik ve "fikirler tarafından yönetilen" olarak tanımladı. Bu tanımlar, yalnızca ırkın nasıl dönemin sosyal görüşleri tarafından formüle edildiğini vurguluyor.

Erken Hıristiyan görüşlerine uygun olarak, bu "ırksal türler" hiyerarşik olarak düzenlenmişti: alt formlardan, Tanrı'ya daha yakın olan daha yüksek formlara kadar uzanan büyük bir varlık zinciri.[18] Avrupalılar en yüksek basamakları işgal ederken, diğer ırklar aşağıda, maymunların hemen üstündeydi.

Tüm Reklamları Kapat
Dolayısıyla, ırk fikriyle ilgili ilk büyük problem, ırksal grup üyelerinin "özlerini", yani Linnaeus'a göre grupları bir arada tutan "ruhu" paylaşmamaları ve ırkların hiyerarşik bir düzene sahip olmamasıdır. Bununla ilgili bir temel kusur, ırkların statik ve değişmez olarak görülmesidir. Yani bir değişim sürecine ya da şimdi evrim dediğimiz şeye izin vermemesidir.

Irklar Hiçbir Şeyi Açıklayamaz!
Charles Darwin'in zamanından bu yana, tipolojik ve statik ırk kavramını evrimsel bir kavram haline getirmek için çok çaba sarf edildi. Örneğin, Amerikan Fiziksel Antropologlar Derneği'nin eski başkanı Carleton Coon, The Origin of Races'de (1962) beş ırkın ayrı ayrı evrimleştiğini ve farklı zamanlarda modern insanlar haline geldiğini savundu.[19], [20]

Coon'un teorisiyle ve ırkı evrimsel bir birime dönüştürmeye yönelik tüm girişimlerle ilgili anlaşılması zor olan sorun, ortada hiçbir kanıtın olmamasıdır. Aksine, tüm arkeolojik ve genetik veriler, kıtalar arasında bol miktarda birey, fikir ve gen akışına işaret ediyor ve modern insanların aynı anda, birlikte evrimleştiğini gösteriyor.[21]

Amerikan Girişim Enstitüsü'nden Charles Murray gibi birkaç uzman ve daha önce The New York Times'ta çalışan Nicholas Wade gibi bilim yazarları; insanlar sabit ve "renk kodlu" ırklar halinde gelmeseler bile, onları ırklara ayırmanın hala insan genetik varyasyonunu tanımlama konusunda yardımcı olduğunu savunuyorlar.[22], [23] Bu görüşleri açıkça yanlış. Neredeyse 50 yıldır, ırkın insan genetik varyasyonunu tanımlamadığını biliyoruz.

__________________
Her İnsan Kendisinin Tanrısıdır.
Ra' isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alıntı Yap
Konuyu yanıtla

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 16:37.

Forum Bilgilendirme Sosyal Medya
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Navbar with Avatar by Motorradforum

Bu Forum Lisanslı Vbulletin Ürünü Kullanmaktadır.

Sitemiz bir " paylaşım " sitesidir. Bu yüzden sitemize kayıt olan herkes kontrol edilmeksizin mesaj/konu/resim paylaşabilmektedir. Bu sebepten ötürü, sitemiz üzerinden paylaşılan mesajlar, konular ve resimlerden doğabilecek olan yasal sorumluluklar paylaşan kullanıcıya aittir. Web sitemiz hiçbir yasal sorumluluk kabul etmemektedir. Illegal herhangi bir faaliyet görülmesi durumunda Yöneticilere adresine mail atıldığı taktirde mesaj, konu ya da resim en fazla 24 saat içerisinde silinecektir.

Tema Tasarım ve Kodlama
BeSte